19 Ağustos 2009 Çarşamba

Özel Sektörde Çalışanlar

Arkadaşlar özel sektördeki insanları gördüğümüzde onların bizim dünyamıza ait olmadığı izlenimine kapılırız. Çünkü onların ayrı bir dünyaları vardır: Takım elbise, siyah araba, herkese bey ya da hanım efendi diye hitap etme... Peki bu insanlar bazılarımıza göre şaşaalı bazılarımıza göre ise sıkıcı olan bir hayatı nasıl yaşıyorlar?

Evet benim de Miele de staja başlamadan önce aklımda aynı soru işaretleri vardı. Ama burada yaklaşık 10 günümü tamamladığımda o soru işaretleri yerini ünlemlere bıraktı. Belki bana katılmayabilirsiniz ama bence sektör çalışanları çocuklaştırıyor. Bu çoğunlukla böyle. ilk rastladığınız çalışanla sohbete bey diye başlıyorsunuz. Sonra OĞLUM okulun değerini bil işe başlayınca bizim gibi olacaksın diye bitiriyorsunuz. Yani o kibarlık, sıkızı bey hitabı ve resmi konuşmalar yerini abi ve sokak muhabbetine bırakıyor. Yani dışa karşı olan görünüşle içte yaşananlar tamamen farklı. Durup dururken saçma bir espri ve şaka yapılabiliyor ya da gereksiz laf dalaşları yapılabiliyor. Bunlar olumlu tarafları ama hayatta ki herşey gibi bu sektörün de olumsuz yanları var. İnsanlar maalesef birbirinin arkalarından hiç utanmadan ve çekinmeden konuşabiliyorlar. Hatta ve hatta yanında Recep bey derken o gittikten sonra şerefsiz Recep diye anılıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Özgürlüğün Sembolü: LINUX

Başlıkta da gördüğünüz gibi linux ü özel kılan en büyük etken kullanıcıya sınır koymamasıdır. Açık kaynak koda sahip olduğundan istediğiniz gibi üzerinde oynayabilirsiniz. Hatta kendi adınıza işletim sistemi bile yapabilirsiniz. Dünyada yüzlerce linux tabanlı işletim sisteminin bulunması bunun en büyük isbatı.
Özgürlük dedik. Peki bu özgürlüğü nasıl kullanacağız? Ya da bu linux dediğimiz şey bu kadar basit mi ki bizi özgür kılıyor? Arkadaşlar maalesef cevabım; hayır. Linux ü özgür kılan şey maalesef zor olması. Açık kaynak koda sahip olan linux işletim sisteminin kodları dostakinden daha zor. Ama kodları öğrendikten sonra adeta pastel boyayla resim yapma basitliğinde oluyor. İşte işin zevki de burada ortaya çıkıyor. Ancak sabırlı olursanız bu merhaleye ulaşabilirsiniz. Bu sözden de anlaşılacağı üzere linux çalışmak çok sıkıcı ama öğrendikten sonra kullanmak oldukça zevkli. Eğer sizde bir linux kullanıcısı olmak istiyorsanız işe turkhackteam.org sitesindeki linux bölümünden ulaşabilirsiniz. Basit konularda mevcut ağır konularda. Hadi kolay gelsin...

Bilgisayar mühendisliğinde okuyan öğrencilere tavsiyeler

Bilgisayar mühendisi olacak kişilere yönelik yazdığımız yazılar çok ses getirdi. Bir çok lise son öğrencisi mail yazdı, bir çok öğrenci velisi tavsiyeler istedi. Elimizden geldiğince hepsine yardımcı olmaya çalıştık. Ayrıca bir çok üniversite öğrencisinden de emailler geldi. Çoğu kere benzer cevapları veriyorum insanalara... Bu yüzden burada yazdıklarımı daha da genişletmek istiyorum. Burada yazdıklarım genel olarak tüm sınıfları kapsamakla beraber ne kadar erken bu yazıyı okuyorsanız o kadar iyidir. yani son sınıfta okuyorsanız size de yardımcı olacaktır ama ikinci yada üçüncü sınıfta okuyan öğrencilere daha çok yararlı olabileceğini düşünüyorum.

Durumunuzu Belirleyin

Eğer bu yazıyı okuyorsanız muhtemelen durumunuz diğer öğrencilere göre daha iyidir ve bundan sonra daha da iyi olacaktır. Bilgisayar bilginizi bir yere not edin. neler biliyorsunuz, ne seviyede biliyorsunuz. İngilizce bilginizi not edin. Ders durumunuzu not edin. Staj durumunuzu not edin. Tanıdık-Çevre-Arkadaşlık durumunuzu not edin. Yazı konumuz bu alanları irdeleyecek şekilde genişleyecek. Zaten mezun olunca bu saydıklarım yüzünden iş bulabilecek yada biraz daha geç iş bulabileceksiniz.

Dikkat

İş bulamamaktan korkmayın. En kötü bilgisayar mühendisi bile iyi paralara mutlaka iş bulur merak etmeyin. Ama saygı kazanamamaktan korkun.

Ders Durumu:

Mutlaka derslerinize çalışın. Ders çalışmak bilgisayar öğrenmenize ve dışarda çalışmanıza hiçbir şekilde engel değildir. Bir çok kişi hem dışarda parttime çalışırlar hem de okulda derece yaparlar. Okulunuz elveriyorsa okulunuzu 3,5 yılda bitirmeye çalışın. Okulunuzu üç buçuk yılda bitirseniz 6 ay erken full time parasi almaya başlarsınız demektir. Aylık 1,500 dolardan iş bulsanız arkadaşlarınızdan toplamda 9000$ fazla para almış olursunuz. Böylece 9000 dolar ile kendinize bir araba alabilirsiniz. Yani okulu erken bitirmenin hediyesini hemen görmüş olursunuz. Ayrıca ailenizin durumu iyi değilse bir an önce ailenizden para almayi bırakmış olursunuz, ailenizi rahatlatırsınız. Okulunuzu mutlaka bitirin. Ders bırakmayın. Hernekadar işverenler okulu bitirip bitirmemenize bakmasalar da okulda kalan dersleriniz sırtınızda kambur olarak kalacaktır. Yani sonuçta bir gün mutlaka okulu bitirmeniz gerekiyor.Okul bitiminde mutlaka Yüksek lisans yapın. Yüksek lisansı bitiremeseniz de en azından 1-2 dönem takip etmeye çalışın. Hangi alanda yaptığınızın önemi yok. Ama mutlaka yüksek lisans yapin. Yüksek lisans yapmak için de bazi üniversiteler yüksek ALES ve yüksek ortalama istiyor... Bu yüzden Lisans eğitimi alırken mutlaka notlarınızı yüksek tutmaya çalışın. ALES'i bir şekilde yükseltebilirsiniz ama notlarınızı asla mezuniyetten sonra yükseltemezsiniz..Son sınıfta ALES'e aralık ayında mutlaka girin. Ayni şekilde mayis sinavina da girin. Hangisi yüksekse onu kullanirsiniz.Dersler önemli ama iş hayatında birebir önemli değil. Okulu birinci bile bitirseniz mezun olur olmaz bunu unutun. Aynı şekilde ÖSS sınavında derece yapmış olabilirsiniz ama bunun hiçbir önemi yok üniversitede. Sadece ego tatmininde kulanırsınız. İş bulmanızda da ne notların ne okul birincisi olmanızın ne de ÖSS derecesinin aktif bir katkısı yoktur. Ama okulunuzu mutlaka zamanında bitirin.

Tanıdık-Çevre-Arkadaşlık Durumu

Dersler önemli ama arkadaşlarınızdan daha önemli değil. Sektör küçük, iş hayatı çok dar, arkadaşlarınızla sürekli bir yerlerde karşılacaçaksınız bu yüzden mutlaka onlarla iyi geçinin. Herkesle dost olamsanız bile düşman olmayın. Bugün kavga ettiğiniz biriyle 1-2 yıl sonra bereaber çalışmanız gerekebilecek. Yada en gıcık kaptığınız kişi ilerde sizin müdürünüz olabilir. Yada bugün nefret ettiğiniz kişi yarın müşteriniz olabilir. Yani arkadaşlarınızla mutlaka iyi geçinin. En azından selamınız mutlaka olsun. Herkesle ufak ortak yanlar bulmaya çalışın. Değişik projelerde değişik arkadaşlarla çalışmaya gayret edin. Ders notlarınızı yüksek tutacam diye arkadaşlarınızdan ders notlarını saklamayın. Çan eğrisinden korkup arakadaşlarınıza kopya vermekten çekinmeyin. Notlarınızı yüksek tutmak için bol bol kopya çekin... Ama notlarınızı yüksek tutmak için birilerine de kötü davranmayın. Kopya verdiğiniz arkadaşınızı tembel diye hor görmeyin. 1-2 yıl sonra sizden daha önce ve daha güzel iş bulabilir ve belki de sizi de yanına aldırabilir. Ayrıca bir yere staja girerseniz yada iş için girerseniz mutlaka arkadaşlarınızı da yanınıza aldırmak için çalışmalarda bulunun. En azından müdürünüzle bir randevu ayarlamaya çalışın.İş dünyasında torpil olayı çok derler. Ama bilgisayar dünyasında pek torpil yoktur. Çünkü Bilgisayar mühendislerinin sayısı çok az ve herkes nereden bulabilirsem oradan alayım mantığıyla hareket ediyor. Bilgi işlem sektöründe iş bulma yönetemlerinde en önemli faktör arkadaş faktörü. %70 gibi bir oran var. Diğer şeyler internet, gazete vs... Bir firma bilgisayar mühendisi alacaksa önceliği orada çalışanların arkadaşlarına ve tanıdıklarına verir. Yani bizim eleman iyi onun getireceği de iyi olur mantığı geçerlidir. Ve çoğunlukla da iyi arkadaşlar seçilmeye çalışılır. Zaten bir çok iş ilan edilmez bile. Çünkü ilan edilse bile başvurular ya çok yetersiz sayıdadır yada başvuranların kaliteleri çok kötüdür. Bir arkadaş ile bir iş yerine girmek için en geçerli yoldur. Akrabalık ilişkileri ve tanıdık iş bulmada bizim sektör için önemli değildir. Akrabalık ilişkileri, komşuluk-tanıdık daha çok STAJ yeri bulmada çok işe yarar. Özellikle Arçelik-Beko gibi kurumsal firmalarda staj yapmak için iyi torpillere ihtiyaç vardır. Bu tür yerlere o kadar çok staj başvurusu gelir ki kontenjanlar çabuk dolar. Bu yüzden torpiliniz olasa bile staj yeri ayarlanamayabilir. Çünkü daha büyük kişilerin kendi tanıdığı kişilere öncelikleri olur...Ama bu sizin hevesinizi kırmasın. Kurumsal firmalara sadece torpilli öğrenciler değil sıradan yapılan başvurular da kabul ediliyor ve bunların sayısı da oldukça fazla. Bu yüzden mutlaka başvurularınızı yapın.

STAJ DURUMU

Stajlar çoğu okulda mecburi olsa da bazı okullarda mecburi değil. Stajlarınızı mecburi olmasa da mutlaka yapın. Stajlarınızın birini yazılım firmalarında diğerini kurumsal firmalarda yapmaya çalışın. Böylece mezun olurken nasıl bir yerde çalışmak istediğinize de karar vermiş olursunuz. Stajlarınız naylon yapmayın. Sahte staj sizin için çok çok kötü bir harekettir. Kesinlikle sahte staj yapmayın. Aileleri farklı şehirde olanlar, yazları aileniz çağırsa bile sizi özleseler de çok ısrar da etseler eve gitmeyin. Siz de çok özleseniz, aileniz de özlemlerinden ölseler de eve gitmeyin. Yurtta kalin akarabalarınızda kalın ama mutlaka staj yapın. Staj o kadar önemli ki anlatamam. Tatile çıkıyosanız da 1 hatfa tatil yapıp dönün. Yaz tatilleriniz en fazla 1 hafta olmalı unutmayın. İlerde iyi paralar kazanacaksınız tatillerinizi maldiv adalarında bile geçirebilecekken niye böyle bir fırsatı tepesiniz ki.Staj başvurularınız ocak-şubat ayında mutlaka bitirin. Çoğu kurumsal firma marttan sonra başvuru kabul etmez. Çok geç kalmayın. Ama her firmada bu kural yok. Ayrıca bir çok firmaya başvurun on yere elli yere yüz yere başvurun. 2 yerden kabul edildiniz diyelim hemen tarihleri öğrenin tarihi uygun olmayanlari yada beğenmeğiniz şirketlere gitmeyecekseniz mutlaka geri dönüp haber verin. Gelemeyeceğiniz bildirin. Başkalarının hakkını yakmayın. Eğer tarihler uymuyorsa tarih değişikliği de önerebilirsiniz. Belki kabul edilebilir.Stajlarda mutlaka projelere girmeye çalışın. Herkesten çok iş yapmaya çalışın hevesli olun. Ama stajlar mutlaka proje-bilgisayar demek değildir. Çay getir götür işleri yaptırmaları ağrınıza gitmesin. Fotokopi de çekin, fax da çekin kağıt da taşıyın, çeviri de yapın. Hiç bir işi küçümsemeyin. Hatta telefonlara da siz çıkmaya çalışın. Telefonla konuşmak bile çok önemli. Üstelik bir hatalı birşey olursa beceremeyeceğiniz şey olursa ben stajerim deyip not alın. Yani korkmayın. Zaten kimse sizin yapamayacağınız çok öenmli şeyleri size yaptırmaya çalışmaz merak etmeyin.Stajdan sonra oradaki müdürle konuşun. Parttime çalışıp çalışamayacağınızı öğreninin. İstekli bir şekilde ben parttime çalışmak istiyorum deyin. Gerekirse para almam deyin. Gerekirse yol parasi bile almayin... Öemli olan orada parttime çalışmanızdır. Parttime işlerin %75'i staj sonrasında devam eden işlerden oluşuyor. Haftada sadece 1 gün bile gidebilecek durumda olsanız bile part time çalışmak için ısrarlı olun. Cumarteisleri ve pazarları da çalışırım deyin. Yani bir şekilde ikna edin. Okulunuz toplam 70 gün staj önerdiyse sadece 70 gün yapmak zorunda değilsiniz. Süreleri hep uzun tutmaya çalışın. Ayırca sadece yazın değil kışın da staj yapabilirsiniz. Haftada bir gün yada bir buçuk gün giderek staj yapabilirsiniz. Staj yaptığınız yerdeki kişilerle kaynaşmaya çalışın. Arkadaşlıklar kurun, diğer okullardan stajerlerle de kaynaşın çevrenizi genişletin. Unutmayın bilgisayar sektöründe arkadaş demek iş demek.

İngilizce Durumu

Ne yapıp edip inglizce öğrenin. Eğer hazırlığı doğrudan atladıysanız ingilizceyi bırakmayın ingilizce çalışmaya devam edin. Chat yapın, webcamda konuşun, kitap okuyun vs... Eğer hazırlık almadıysanız kurslara gidin yada yaz aylarında ingiletereye çilek toplamaya gidin ne yapıp edip ingilizceyi öğrenin. Ek dillere de girişler yapın. Rusça almanca ne olursa öğrenmeye çalışın. Ama ingilizce olmadan bilgisayar mühendisliği olmuyor. Tüm kitaplar ingilizce. Terminoloji ingilizce... ne yapıp edip ingilizceyi öğrenin, en azından kitapları hızlı okuyabilecek kadar öğrenin. Ne kadar kötü ingilizce o kadar az para demek.

Bilgisayar Bilgisi Durumu

Kendinize mutlaka bir web sitesi açın. Forumlara takılın... Bilgi paylaşım platformlarında yeralın... Web sitelerini illa kendi adınızla açmak zorunda değilsiniz. Takma isimler kullanmaktan çekinmeyin. Hürriyette milliyette haberlere yorum yazmayı bırakın. Hele hele gerçek adınızla hiçbir yere hiçbir şekilde yazı yazmayın. internette herşey kayıt altında ve bir gün yazdıklarınız yüzünden işinizden olabileceğinizi yada bugun size mantıklı gelen bir şekilde yazıklarınızın yarın yüzünüzü kızartacağını unutmayın. Web sitenizde internetten araklama yazılara yer verebilirsiniz. oradan buradan bilgisayarla ilgili şeyleri toplatın ama sitenize koymadan önce mutlaka okuyun. Yeni çıkan teknolojiler hakkında mutlaka bili sahibi olun. Ama her çıkan teknoloji de sonuna kadar öğrenmeye çalışmayın. Unutmayın Büyük umutlarla çıkan teknolojilerin %90'ı çıktıklarının ilk yılında kullanılmaz duruma geliyorlar. Bu teknolojiler ister microsoft ister java tabanlı olsun. bir anda kenara atılabiliyor.Bilgisayar konusunda fanatik olamayın. Özellikle öğrenciyken kesinlikle fanatik olamayın. Adınız çıkar ve mezuniyetten sonra ible insanlar sizi yanlış tanımaya devam eder. Kimileri Linux kimileri Java kimileri OpenSource kimileri Oracle kimileri Microsoft kimileri de macromedya manyağı oluyor... Bu tür şeylere kulak asmayın. İş dünyasının kuralı şudur: En hızlı en ucuz şekilde nasıl yapıldır. Yapıldıktan sonra da destek olayını en hızlı ve en ucuz nasıl çözerim.Bunun böyle olduğunu bilin ve ona göre fanatik olun. İş dünyasında fanatiklere pek yer yok. Öğrenciyken mutlaka en az bir database ile çalışmalar yapın. hem .net hem de java öğrenin. tercihte bulunmayın. Zaten iş hayatına girince girdiğiniz iş yerinin kuralı neyse onunla yazacaksınız merak etmeyin. Ama deli gibi java bilip sonradan vb.net bilmeyip vb.net hakkında atıp tutmayın. vb.net 'i de öğrenin javayi da öğrenin ondan sonra atıp tutun. Şunu da unutmayın dünyada java ve .net dışında da bir sürü teknoloji var... Yani sadece sizin fanatiği olduğunuz şey yok. Bir sürü kitap alın. Hem türkçe hem ingilizce alın. Hepsini okuyun. istanbulda bir sürü yerde ucuz kitap satan yerler var. Ayrıca internette yok yok.. herşey var ve interneti sonuna kadar sömürün.Son Söz: Okuduğunuz bölümün kıymetini bilin. Ders çalışın ve kendinizi geliştirin. Ülkemiz iyi bilgisayar mühendisleri bakımından oldukça şanslı ama yeterli değil. Ülkenin çok iyi bilgisayar mühendislerine ihtiyacı var. Ülkenizin size sunduklarının bir kısmını çalışmalarınızla ona geri verin.

Bu yazı bilgisayarmuhendisligi.com'dan alınmıştır...

8 Ağustos 2009 Cumartesi

Windows 7 Download

Arkadaşlar en yakın zamanda Windows 7 tanıtım videosunu yayınlayacağım

Link;

http://www.microsoft.com/windows/windows-7/get/download.aspx

9 Temmuz 2009 Perşembe

Java'da mail gönderme programı

Arkadaşalar bu sıralar biraz java ile uğraşıyorum. Ne yapayım ne edeyim derken mail atma programı yapayım dedim. aşağıda kodları yayınlayacağım. Ama şunları belirtmeliyim. Program üzerinde çok uğraşma fırsatım olmadı. O yüzden labellar ve textfieldlar biraz karmaşık durumda. Ama Layoutlarla sıralamak basit. Birde Butonların ve seçeneklerin arkaları boş. Ben bundan sonra bu projeyi devam ettirmeyeceğim. Devam etmek isteyen biri varsa buyursun taslak kodları hazır. Devam etsin. İnşallah biri yapar.

İşte Kodlar;


import java.awt.*;
import java.awt.event.*;
import javax.swing.*;
public class newMail extends JFrame{

public static void main(String[]args){

JFrame pencere = new JFrame("Şmail");
JMenu dosya = new JMenu("Seçenekeler");
dosya.add("Yeni İleti");
dosya.add("Gelenler");
dosya.add("Gidenler");
dosya.add("Oturumu kapat");
dosya.add("Çıkış");

JMenuBar cubuk = new JMenuBar();
cubuk.add(dosya,BorderLayout.SOUTH);
pencere.add(cubuk,BorderLayout.NORTH);

//Toolbar yapımı
JToolBar tool = new JToolBar();
JButton bmavi = new JButton("Mavi");
JButton bsarı = new JButton("Sarı");
JButton byesil = new JButton("Yeşil");
JButton bkırmızı = new JButton("Kırmızı");
tool.add(bmavi);
tool.add(bsarı);
tool.add(byesil);
tool.add(bkırmızı);
tool.setLayout(new FlowLayout(FlowLayout.CENTER,5,5));
pencere.add(tool,BorderLayout.SOUTH);

JPanel radiopanel = new JPanel(new FlowLayout(FlowLayout.CENTER,5,5));
JRadioButton rtumlist = new JRadioButton("Tüm Liste");
JRadioButton rseclist = new JRadioButton("Listeden Seç");
JRadioButton rtek = new JRadioButton("Tek Kişi");
radiopanel.add(rtumlist);
radiopanel.add(rseclist);
radiopanel.add(rtek);
pencere.add(radiopanel,BorderLayout.NORTH);
JPanel kulpanel = new JPanel(new GridLayout(3,2,10,10));
JLabel lkime = new JLabel("Kime");
JLabel lkonu = new JLabel("Konu");
JLabel lmesaj = new JLabel("Mesaj");
JLabel lboş = new JLabel(" ");
JTextField tkime = new JTextField(5);
JTextField tkonu = new JTextField(5);
JTextPane tmesaj = new JTextPane();
kulpanel.add(lkime);
kulpanel.add(tkime);
kulpanel.add(lkonu);
kulpanel.add(tkonu);
kulpanel.add(lmesaj);

//kulpanel.add(lboş);
kulpanel.add(tmesaj);
pencere.add(kulpanel,BorderLayout.CENTER);
//JPanel mpanel = new JPanel(new FlowLayout(FlowLayout.CENTER,5,5) );
//mpanel.add(lmesaj);
//mpanel.add(tmesaj);
//pencere.add(mpanel);
pencere.setVisible(true);
pencere.setBounds(25, 25, 500, 350);
// pencere.pack();
pencere.setDefaultCloseOperation(pencere.EXIT_ON_CLOSE);
}
}

2 Temmuz 2009 Perşembe

Neden Üret(e)miyoruz

Arkadaşlar aslında konunun iki başlığı var: Biri neden üretmiyoruz, diğeri ise neden üretemiyoruz.

Arkadaşlar hepiniz Çocuklar Duymasın dizisini hatırlarsınız. Hepimizin, neredeyse hiç kaçırmadığı bir diziydi. Hatta bir bölümünün adı Lades’ti. İnanır mısınız sonraki neredeyse 1 yıl okulda herkes lades çekiyordu ve de Tamer Karadağlı’nın bize çok hoş gelen sözleri (anaa, bababababa) ağzımızdan hiç düşmüyordu. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz: Biz çocukluğumuzda ne görürsek onu alıyoruz. Arkadaşlar burada ilk olarak bize üretkenliği değil de sadece tüketmeyi ve hiçbir önemli konu hakkında ciddi düşünmemeyi, hatta hiçbir şey üretmemeyi empoze edenleri suçlamak gerekir. Çünkü maalesef hiçbirimizin çocukluğunda, izlediğimiz çizgi filmlerde ne bilim ne de görüş ve fikir üretmek yer alıyor. Hayatın tadını çıkar. Gerisini zaten düşünenler vardır elbet. İkinci olarak diğer suçlu biziz. Şu anda benim yaşıtlarımın hemen hemen hepsi üniversite okuyor. Ama aralarında neredeyse halen daha bir proje yapıp yarışmalara katılan yok gibi. Arkadaşlar unutmayalım yeni dünya da ülkelerin gelişmişliği bilimle, üretimle oluyor. Bunu neredeyse her üniversite gençliği bilir. Buradan maalesef şunu da çıkarabiliriz: Biz demek ki vatanımızı, milletimizi bu kadar seviyor muşuz. Arkadaşlar Atatürk’ün koymuş olduğu milletler muvazenesindeki hak ettiğimiz yeri elde etme hedefi biraz da bizden geçiyor.

Arkadaşlar ders çalışmayı biraz sevmiyor olabiliriz ama bu vatan bizden, alanımızla ilgili bir şeyler yapmamızı bekliyor. Okulda biz belki bu konuda teşvik edilmiyoruz. Ama bizim Vatan sevgimiz bu bahanelerin kat be kat üzerindedir. Bizim tek Vatanımız var, TÜRKİYE’miz var, dünyanın zirvesinde görmek istediğimiz tek Vatanımız.

(Not: KTÜ Makine Mühendisliğinde okuyan Ahmet Salih İba kardeşimin Tübitak’ın robot yarışmasına katılması bu yazıyı yazmamda en büyük faktörlerden biri olmuştur. Kardeşime teşekkür ediyorum. )

28 Mayıs 2009 Perşembe

120

120 filmini ilk olarak sinemada izlerken çok gururlandım. Çünkü filmde şanlı tarihimize ait 120 tane ÇOCUĞUN kahramanlık hikayesi anlatılıyor. En önemlisi de destan değil tamamen gerçek bir olayı anlatıyor olması. Burada aklıma şöyle bir soru geldi. Acaba bu hikayeyi daha önce duyan varmıydı. Şimdiye kadar kime sormuşsam hiç kimse duymamıştı ben dahil. Bu geçmişimizle ne kadar çok uzaklaştığımızı ve maalesef vatanımızı ne kadar az bildiğimizi gösteriyor. Neyse filmde aklıma gelen bir başka şey ise daha önce bu gibi bir yapıt hiç yapıldı mı? Hani hep yabancı filmlerini eleştiririz. Adamların tarihi yok işte film yaparken efsane , canavar, kahraman kullanıyorlar. Arkadaşlar biz ise bu şanlı tarihe sahibiz ve yapılan filmlerin sayı bir elin parmağını geçmez. Birazda filmin içeriğinden bahsedeyim. Filmin en önemli yanlarından biri oyuncular sanki o zamanı yaşamış gibi davranıyorlar. Ve filmde gereksiz hiçbir sahne yok. Film bu vatanda nasıl rahat uyuyabildiğimizi ve en önemlisi de bu vatana karşı görevlerimizi çok iyi bir şekilde anlatıyor.